el uzatmak ne demek?
- Birinden bir hakkı almaya kalkışmak
Ne var ki niye bizim lokmamıza el uzatırlar?
Atilla İlhan - Yardım etmek
Sözü geçecek, en umulmadık bir zamanda kendine el uzatabilecek bir adam olmadığı nereden belli?
Reşat Nuri Güntekin - Bkz. elini uzatmak
Thrust out hand, bestow hand on smb., claw, impinge.
elini uzatmak
- Yardım etmek: Kızılay, yoksullara elini uzatır.
Reach out, thrust out one's hand, reach forth, arm.
el uzatma
Encroachment.
el uzluğu
- Ustalık, el alışkanlığı, maharet.
uzatmak
- Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak.
- Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek
- Bir şeyi vermek için birine yöneltmek
- Germek.
- Konuşmayı sürdürmek
- Vermek, göndermek.
- Süreyi artırmak, temdit etmek
Extend.
Prolong.
Lengthen.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
el uzatmael uzluğuel ulağıel ulaklığıel açmakel adamıel ağzına bakan, karısını tez boşarel alel alameinelelel alemel aletiel alıcısıee 6 banyoe 6 prosese ağe boatuzatmakuzatmauzatma ağıuzatma bağıuzatma ekiuzatma günüuzatuzatarak söylemekuzatarak telaffuz etmekuzatıuzatıcıuzauza devimuza duyumuzadevimuzadıkça uzamak