uzatma ne demek?

  1. Uzatmak işi, temdit.
  2. Sıhhi tesisatçılıkta kısa boruları uzatmak için kullanılan, kısa boru parçası.
  3. Bir ucu kıyıya bağlı durumda denize uzatılıp bırakılarak kullanılan balık ağı.
  4. Ünlülerin uzun söylenişi.
  5. Oyun içerisindeki duraklama dakikaları.
  6. Eşit sayılarla biten bir elemeli oyunu, kazananın belli olması amacıyla, kurallarına uygun olarak belli bir süre daha sürdürmek.
  7. Bazı sözcüklerde hecenin uzun okunması: Fail, tacir, imdat vb.
  8. Elemeli oyunlarda, kazananı ve yeniği belli etmek gerektiğinden, olağan süresi eşit sayılarla biten bir oyunun, onar dakikalık iki bölüm halinde uzatılması.
  9. Doğuma yardım sırasında bükülü olan baş veya bacak gibi yavru kısımlarının düzeltilme işlemi, ektensiyon.
  10. (en)Extra time.
  11. (en)Lengthening.
  12. (en)Extension.
  13. (en)Elongation.
  14. (en)Stretch.
  15. (en)Extending.
  16. (en)Prolongation.
  17. (en)Renewal.
  18. (en)Continuation.
  19. (en)Continuance.
  20. (en)Extratime.
  21. (en)Protraction.
  22. (en)Spread.
  23. (en)Seine net.
  24. (en)Augmentation.
  25. (en)Reach.
  26. (en)Extention.

uzatmak

  1. Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak.
  2. Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek
  3. Bir şeyi vermek için birine yöneltmek
  4. Germek.
  5. Konuşmayı sürdürmek
  6. Vermek, göndermek.
  7. Süreyi artırmak, temdit etmek
  8. (en)Extend.
  9. (en)Prolong.
  10. (en)Lengthen.

uzatma ağı

  1. Deniz, göl ve akarsuların genişleme yaptıkları bölgelerine bırakılarak av yapan ağlar.
  2. (en)Gill net.

uzatma bağı

  1. Müzikte, aynı adı taşıyan iki notayı birbirine bağlayan bağa verilen isim.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

uzatma ağıuzatma bağıuzatma ekiuzatma günüuzatma imiuzatma işaretiuzatma kablosuuzatma kablosu satın almak istiyorum.uzatma kordonuuzatma parçasıuzatuzatarak söylemekuzatarak telaffuz etmekuzatıuzatıcı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın