lay on air drier ne demek?

  1. Hava yastikli kurutucu

hava

  1. Yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.
  2. Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü
  3. Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu
  4. Gökyüzü.
  5. Çevreyi kuşatan boşluk.
  6. Esinti.
  7. Müzik parçalarında tür
  8. Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi.
  9. Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.
  10. Yeryuvarını saran uçun ve uçuk katmanın oluşturduğu akışkan ortam.

lay

  1. Sermek
  2. Hazırlamak.
  3. Sunmak, ileri sürmek.
  4. Yatmak, sevişmek.
  5. Belirli meslekten olmayan; alaylı
  6. Bahse girmek
  7. Tortu, posa.
  8. Söyleyen, söyleyici. (Osmanlıca'da yazılışı: lay (-))
  9. Koymak
  10. Yerleştirmek, kurmak.

lay 4

on

  1. Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
  2. Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
  3. Dokuzdan bir artık.
  4. Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
  5. (en)-one.
  6. (en)Deca-.
  7. (en)In progress; proceeding; as, a game is on.
  8. (en)In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
  9. (en)With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
  10. (en)Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.

air

  1. Kurutmak
  2. Söylemek
  3. Ortaya dökmek
  4. Açılmak
  5. Herkese söylemek
  6. Hava
  7. Havalandırmak
  8. Güneşe sermek
  9. Yayına girmek
  10. Ifade etmek

Türetilmiş Kelimeler (bis)

laylay 4lay a bridgelay a cablelay a firelay a ghostlay a plotlay a traplay a trap forlay a wait forlala akallla antigensla antijenlerila bel tubeonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın