göze gelmek ne demek?
- Nazar değmiş olmak
- Göz değmek.
To be affected by the evil eye, to be coveted.
nazar
- Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke, hatta cansız nesnelere de zarar veren, bakıştaki çarpıcı ve öldürücü güç, göz.
- Bakış, bakma, göz atma
- Bk. gözdeğme
- Belli kimselerde bulunduğuna inanılan; insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke, hatta cansız nesnelere de zarar veren; bakışla dışarı fırlayan çarpıcı ve öldürücü güç.
- Bakma, göz atma.
- Düşünme.
- Göz değme.
- İtibar, saygı.
- (Nazaret) Altın.
Look.
göze genişliği
- Gerilmiş ağda bir düğümün veya birleşme yerinin ortasından, en yakınındaki düğümün veya birleşme yerinin ortasına kadar olan uzaklık, ağ gözünde yan yana iki düğüm arasındaki mesafe.
Mesh size.
göze girmek
- Davranış ve yetenekleriyle ilgi ve önem kazanmak.
gelmek
- Getirmek
- Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak
- Geriye dönmek
- Oturmaya, ziyarete gitmek.
- İsabet etmek.
- Varmak, ulaşmak.
- Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek.
- Ortaya çıkmak, doğmak.
- Belli bir süre dolmak
Put in.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
göze genişliğigöze girmekgöze girmek için yapılangöze girmeye çalışmagöze görünmekgözegöze açıklığıgöze ağzıgöze aitgöze alarakgöze almakgöze anüsügöze arası boşlukgöze arası köprülergöze arası maddesigözgöz abdüksiyonugöz açamamakgöz açıp kapayıncaya kadargöz açtırmamakgelmekgelmegelme açısıgelmesi icap edengelmesini emretmekgelgel castinggel demesi kolay ama git demesi güçtürgel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eylemegel electrophoresis