ağır basmak ne demek?
- Ağırlığı fazla gelmek.
- Taşıdığı özellikler üstün gelmek
Yerli halıları gördüm; koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu.
B. R. Eyuboğlu - Bir işte gücü ve etkisi üstün gelmek
Peki deyişleri de akılları yattığı için değil, korkuları ağır bastığı için oldu.
T. Buğra Predominate, preponderate, have strong influence, militate, outweigh, overbalance, overbear, override, plump for.
ağır basma
Predominance, preponderance, overweight.
ağır basan
Predominant, preponderant, overriding.
basmak
- Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb. bir araçla iz yapmak
- Baskın yapmak
- Vücudun ağırlığını verecek biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak
- Küçük çocuklar ayakta durabilmek.
- Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek
- Sıkıştırarak yerleştirmek.
- Bası işi yapmak, tabetmek.
- Örtmek, bürümek, kaplamak
- Basım işini gerçekleştirmek.
Step on.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ağır basmaağır basanağır basar yeğni kalkarağır başlıağır bir sancı.ağırağır açınıkağır adımlarla yürümekağır adi yürüyüşağır ağırağır ağır demeli, çabuk çabuk yemeliağır ağır gezinmekağır ağır gitmekağır ağır konuşmaağır ağır oturmakağıağı ağacıağı bakısıağı balıkçılığıağı çiçeğibasmakbasmakalıpbasmakalıp davranışbasmakalıp konuşmakbasmakalıp laflarbasmakalıp laflar eden tipbasmakalıp olmabasmakalıp sözbasmakalıp yanıtbasmakalıp yargıbasmabasma ayrıcalığıbasma ayrıcalığı bağışlamabasma ayrıcalığı bağışlama yetkisibasma borusu