sale of indulgences ne demek?

  1. Günah çıkarma

günah

  1. Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal
  2. Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık.
  3. Sorumluluk, vebal.
  4. Kabahat, hafif suç
  5. Dinin yasakladığı ve işleyenin ceza göreceğini bildirdiği davranışlar.
  6. Cezayı gerektiren amel. Dine aykırı iş. Allah'ın emirlerine uymayan hareket. (Bak: Kebair-Cünha)(Evet günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra ta nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse kurt değil belki küçük bir manevi yılan olarak kalbi ısırıyor. Mesela: Utandıracak bir günahı gizli işliyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicab ettiği zaman melaike ve ruhaniyatın vücudu ona çok ağır geliyor. Küçük bir emare ile onları inkar etmek arzu ediyor. L.)
  7. (en)Sinful.
  8. (en)Fault.
  9. (en)Evil.
  10. (en)Wrongdoing.

sale

  1. Satış
  2. İndirim
  3. Açık artırma ile satış
  4. Talep, sürüm
  5. Yıllık, senelik
  6. Eğri hurma ağacı. (Osmanlıca'da yazılışı: sa'le)
  7. Satım, satma
  8. Satılış
  9. Talep, revaç
  10. Alışveriş

sale agreement

  1. Bir satışla alakalı sözleşme
  2. Satış sözleşmesi

of

  1. Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
  2. (en)Ugh!.
  3. (en)In a general sense, from, or out from; proceeding from; belonging to; relating to; concerning; used in a variety of applications; as: Denoting that from which anything proceeds; indicating origin, source, descent, and the like; as, he is of a race of kings; he is of noble blood.
  4. (en)Denoting possession or ownership, or the relation of subject to attribute; as, the apartment of the consul: the power of the king; a man of courage; the gate of heaven.
  5. (en)Denoting the material of which anything is composed, or that which it contains; as, a throne of gold; a sword of steel; a wreath of mist; a cup of water.
  6. (en)Oil filters.
  7. (en)Denoting part of an aggregate or whole; belonging to a number or quantity mentioned; out of; from amongst; as, of this little he had some to spare; some of the mines were unproductive; most of the company.
  8. (en)Prep w dat , from, out of, of, away from, contrary to, by.
  9. (en)Denoting that by which a person or thing is actuated or impelled; also, the source of a purpose or action; as, they went of their own will; no body can move of itself; he did it of necessity.
  10. (en)Optional Form Source: US EPA.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

salesale agreementsale and lease backsale and leaseback transactionsale at reduced pricessale by auctionsale by descriptionsale confirmationsale contractsale displaysalsal ammoniacsal balıkçılığısal ile taşımaksal kullanmakofof a certain ageof a certain lengthof a certain qualityof a collapseof a deviceof a good familyof a hogof a kindof a moment agooo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın