münasip görmek ne demek?
- Uygun ve yerinde bulmak.
Kendi çocukları hep kız olduğu için yeğeni Bilâl'i bu işe münasip gördü.
H. E. Adıvar To see fit, to approve.
münasip bulmak
- Uygun olduğunu, yerinde görüldüğünü kabul etmek
münasip düşmek
- Uygun gelmek; yakışmak.
görmek
- Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek
- Anlamak, kavramak, sezmek
- Yanına gidip konuşmak.
- Bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek.
- Belirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak
- Yapmak, etmek.
- Kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak, maruz kalmak.
- Almak.
Transact.
Observe.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
münasip bulmakmünasip düşmekmünasip numunemünasip olmakmünasip surette hareketmünasipmünasip zarar tediyesimünasiplikmünasibmünasafamünasafatenmünasahamünasaramünasatmünamünaammünabezemünacatmünacatı rahmangörmekgörmek istiyorumgörmegörme açısıgörme alanıgörme alanının eşdeğer ışıklılığıgörme bozukluğugörgör bakgör işit araçlarıgör işit gereçlerigör ödegöbgöbbasangöbbengöbeçgöbede