kan kaybından ölmek ne demek?
Bleed to death.
bleed
- Boşaltmak (sıvı, gaz), akmak (boyası)
- Kan kaybetmek, kanamak, kanı akmak
- Akmak, solmak (boya)
- Su boşaltmak
- Para sızdırmak
- Kan ağlamak, kan almak, kanını emmek
kan
- Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı
- Soy.
- Hayvanlarda vücut boşluğu içinde ya da kapalı damarlar içerisinde dolaşan hücreler ile oksijen, karbondioksit, hormonlar, besin, boşaltım ve bağışıklık maddelerini taşıyan sıvı. Omurgalılarda oksijenin ve karbondioksitin taşınmasında görev yapan kırmızıkan hücreleri ile organizmanın savunmasında görev yapan beyazkan hücreleri vekanın pıhtılaşmasında görevli olankan pulcukları ve serumdan oluşur.
- Eritrosit, lokosit, trombosit, protein ve serumdan oluşan, pH'sı 7,35-7,45 arasında, yoğunluğu 1,056 g/mL olan karmaşık bir vucut sıvısı.
- Omurgalılarda oksijenin ve karbondioksitin taşınmasında görevli kırmızı kan hücreleri, organizmanın savunmasında görevli beyaz kan hücreleri ve kanın pıhtılaşmasında görevli olan kan pulcukları ve plazmadan oluşan sıvısal doku.
- Kan proteini, kıl, mide içeriği ve idrar vb. yabancı maddeden arındırılmış temiz, taze, bütün veya suyu alınmış hayvan kanının hızlı bir biçimde dondurulması veya soğutulmasıyla elde edilen ürün, hayvan kanı.
- Bir şeyin menbaı. (Osmanlıca'da yazılışı: kân)
Swore.
Haemal.
Blood.
kan adacığı
- İnsula sanguis.
Insula sanguis.
ölmek
- Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek.
- Bitki, solmak.
- Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek.
- Değerini, geçerliğini, gücünü yitirmek, kullanılmamak.
Kick the bucket.
Belly up.
Go belly up.
Bite the dust.
Hand in one's checks.
Hand in one's chips.