juxtaposed to ne demek?
- Bitişik
bitişik
- Birbirine dokunacak kadar yakınlaşmış veya yan yana olan
- Yandaki
- Yandaki ev, komşu
- Coterminous.
- Neighbouring.
- Adjacent.
- Contiguous.
- Joining.
- Touching.
- Next to.
juxtaposed sentence
- Bağımsız sıralı birleşik cümle
juxtaposed
- Yan yana yerleştirilmiş
- Sıralanmış
- Yan yana koymak, dizmek, sıralamak
to
- -e
- -e doğru, yönüne doğru, tarafına
- Ile
- -e kadar, -e değin, derecesine kadar
- -e dair
- -e nazaran, -e nispetle
- -e göre
- Hakkında, için
- Mak, mek (mastar edatı).
- -e dogru