juxtapose ne demek?
- Yan yana koymak
- Sıralamak
- Dizmek
yan
- Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü
- Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet
- Yer.
- Üst.
- Birlikte, beraberinde olma
- Bedenin bir bölümü.
- Üstte, altta, arkada veya önde olmayan.
- İkinci derece olan.
- Yanal.
- Kuramsal istatistik
juxtaposed
- Yan yana yerleştirilmiş
- Sıralanmış
- Yan yana koymak, dizmek, sıralamak
juxtaposed sentence
- Bağımsız sıralı birleşik cümle