göze göz dişe diş ne demek?
Eye for an eye, person's punishment should be equal to the wrong or crime which he committed (Biblical).
göze
- Su kaynağı.
- Hücre.
- Bkz. kaynak.
- Isı, ışık, kimyasal etkileşim gibi olaylar sonucu oluşan yük-süren kuvvet kaynağı.
- Ağ ipliği veya ağ yapımında kullanılan başka bir materyalle çevrilmiş düzenli bir açıklık.
Cell.
Cell hücre.
Spring.
Source.
Beautiful.
göze açıklığı
- Natika durumda gerilmiş ağda, gözenin karşılıklı düğümlerinden veya birleşme yerlerinden birbirinden uzak olanlardan bir düğümün iç kısmından diğerinin iç kısmına kadar olan uzaklık, ağ gözünde karşılıklı düğümlerin merkezlerinin gergin halde ölçülen en uzun mesafesi, ağ göze açıklığı.
Mesh side.
göz
- Görme organı.
- Bazı deyimlerde, görme ve bakma.
- İyi veya kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış.
- Bakış, görüş.
- Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak
- Delik, boşluk
- Çekmece.
- Terazi kefesi.
- Bk. ada.
- Kartlar üzerinde açılan ve içerisine mikrofilm parçası geçirilen delik.