göz alabildiğine uzanmak ne demek?
Spread.
göz
- Görme organı.
- Bazı deyimlerde, görme ve bakma.
- İyi veya kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış.
- Bakış, görüş.
- Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak
- Delik, boşluk
- Çekmece.
- Terazi kefesi.
- Bk. ada.
- Kartlar üzerinde açılan ve içerisine mikrofilm parçası geçirilen delik.
göz abdüksiyonu
Abtorsion
alabildiğine
- Sınırsız, uçsuz bucaksız bir biçimde
- Olanca hızı ile.
- Aşırı derecede, gereğinden çok.
To the brim.
Hammer and tongs.
Supremely.
Wildly.
uzanmak
- Boylu boyunca yatmak
- Gitmek
- Bir alana yayılmak
- Bir şey boyunca sıralanmak
- Yetişmek, ulaşmak
- Vücudunu yöneltmek veya vücuduyla birlikte kolunu uzatmak
- Bk. uzamak
Reach.
Reach forth.
Outstretch.