ele geçirmek ne demek?
- Yakalamak
Hele onu bir elime geçireyim, görürsün, burnundan getireceğim.
H. Topuz - Sahibi olmak
İstanbul'u ele geçirmek için bu muharebeye girdiklerini ilan etmekten başka bir şey yapamadılar.
Ö. Seyfettin - Gizlenmek istenen bir şeyi elde etmek
Assume.
Preempt.
Recapture.
Secure.
Seize.
Acquire.
Capture.
Catch.
Have.
To take hold of.
Lay hold of.
Make.
Nobble.
Obtain.
Pinch.
Possess oneself of a thing.
To enter upon property.
Share.
Take hold.
Take possession.
yakalamak
- Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak
- Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek.
- Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak
- Bir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak.
- Bir kimsenin suçluluğunu gösteren söz, bakış veya işareti fark etmek.
- Birdenbire etkisi altına almak.
- Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak
- Belirlemek, anlamak
Account.
Catch.
ele geçirme
- Hukuki açıdan bir firmanın başka bir firmanın varlıklarının yarısından fazlasını satın alması. krş. beyaz şövalye, kara şövalye
Takeover, acquisition.
ele geçirme kuramı
- Bk. kuşatma kuramı
geçirmek
- Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak.
- Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek
- Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek.
- Tespit etmek, yazmak, kaydetmek
- Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak
- Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek.
- Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak
- Giymek, giyinmek
See smb.
To the door.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ele geçirmeele geçirme kuramıele geçirme teorisiele geçirmeye uğraşmaele geçirilebilirele geçirilemezele geçirilmişele aitele alarakele alınırele alınmakele alınmazele alırele alış tarzıele almakele avuca sığmamakele avuca sığmayan tipelelel açmakel adamıel ağzına bakan, karısını tez boşargeçirmekgeçirmegeçirmeli elektron mikroskobu temgeçirmemekgeçirmezgeçirgeçirebilengeçirengeçirgengeçirgen olmayangeçigeçi kabulgeçicigeçici adgeçici adres