deste yapmak ne demek?
Bunch.
deste deste
- Demet demet.
Zarf.
deste
- Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam
- Kılıç, bıçak vb.nin elle tutulacak yeri, kabza.
- Çok.
- Aynı cinsten onluk bir küme.
- Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları derecelerden biri.
- Şiilerde muharrem ayı töreninde geçit alayı.
- Demet, tutam, bağlam.
- On yapraklık altın varak defter
- Tutam, bağ, demet, kabza.
Deck.
yapmak
- Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek
- Olmasına yol açmak.
- Onarmak, tamir etmek.
- Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek
- Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek
- Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek
- Düzenli bir duruma getirmek.
- Üretmek.
Accomplish.
Acquit oneself.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
deste destedestedestecdestecidestecikdesteçubdestedaddestedadı teslimdestegüldesteği olmayandestdest busidest connect strdest ü padestabilisationyapmakyapmak istemekyapmak istememekyapmak pek de kolay değilyapmak üzereyapmak üzere olmakyapmak yada bozmakyapmak zorunda kalmakyapmakla meşgul olmakyapmakla şeref duymakyapmayapma aydınlatmayapma beyapma bebekyapma bezem