yapmakla şeref duymak ne demek?
Be proud to do.
yapmakla meşgul olmak
Be occupied in doing, be occupied with doing.
yapmak
- Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek
- Olmasına yol açmak.
- Onarmak, tamir etmek.
- Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek
- Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek
- Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek
- Düzenli bir duruma getirmek.
- Üretmek.
Accomplish.
Acquit oneself.
şeref
- İyi ün. iftihar edilecek şey.
- Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur.
- Erdem, gözü peklik ve yetenekle kazanılmış iyi şöhret
- Yücelik, ululuk, izzet, seçkinlik. iyi ahlak ve faziletler sonucu meydana gelen manevi yücelik.
Honor.
Laurels.
Honour.
Dignity.
Glory.
Reputation.
duymak
- Bilgi almak, öğrenmek, haber almak.
- İşitmek, ses almak
- Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek
- Nesnelere dokunmakla onların sıcaklık, soğukluk, sertlik, ağırlık, hareket vb. fizik durumlarından bilgi edinmek, hissetmek.
- Bir ruh durumu içine girmek
- Sezmek, fark etmek, hissetmek
Hear.
Come to know.
Feel.
Catch.