bir avuç toprak olmak ne demek?
- Ölmek: O olmasaydı, sen şimdi bir avuç toprak olmuştun. -R. N. Güntekin.
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
bir abam var atarım, nerede olsam yatarım
- Tek başına yaşayan bir kimse, sorumluluğunda başkaları olmadığı için rahat hareket eder.
avuç
- Elin iç tarafı.
- Elin yarı yumulmuş durumu.
- Elin alacağı miktarda olan.
Palm of the hand.
The hollow of the hand (palm and fingers.
Handful.
toprak
- Topraktan yapılmış
- Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü.
- Ülke
- Arazi, tarla.
- Kara.
- Kimyasal, fiziksel ve biyolojik faktörler etkisiyle oluşmuş, organik ve mineral maddelerin değişim ve karışımından meydana gelmiş olan litosferin gevşek kısmı.
- Yer kabuğunu oluşturan kayaçların fiziksel ve kimyasal etkilerle ufalanması sonucu oluşan yüzey tabakası.
- 1. yerkabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. ülke, memleket. 3. işlenmiş arazi.
- Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü.
- Ülke, memleket.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
birbir abam var atarım, nerede olsam yatarımbir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardırbir açıdabir açida ilerlebir adama kırk gün ne dersen o olurbir ağaçta gül de biter, diken debir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk dabir ağız dolusubir ağızdanbibi eyyi halbi gayri hakkın mal edinmebi hadbi haseb il veraseavuçavuç açmakavuç avuçavuç dolusuavuç dolusu şeyavuç içiavuç içi kadaravuç içi kadar yeravuç içinde saklamakavuç ile ilgiliavu içi bilgisayaravucu kaşınmakavucuna almakavucuna saymakavucunu yalamak