üstün görev ne demek?
Super duty.
super
- Üst.
Super.
- Üstün kalite, ekstra cins
- Mücellithanede kullanılan pamuk takviye bezi
- Tic
- Birici sınıf mal, kaliteli şey, bina sorumlusu [amer.], kapıcı [amer.], denetmen, gözetmen, kontrolör, polis şefi [amer.], başkomiser [brit.], fazlalık, ihtiyaç fazlası kimse, figüran, sesüstü yinelenimli alıcı
- Ek, fazla, ilave, üstün, üstünde, üzerinde
- Üstün, üzerinde, fevkinde, fazlasıyla.
- Tiyatroda önemsiz rollere çıkan oyuncu.
üstün görmek
- Bir şeyi veya kimseyi başkasından daha değerli bulmak veya görmek
Look up.
üstün gel
Outdid
görev
- Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş.
- İş görme yetisi, fonksiyon.
- Resmî iş, vazife
- Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş.
- Bir organ veya hücrenin yaptığı iş.
- Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi.
Duty.
Mission.
Work.
Function.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
üstün görmeküstün gelüstün geldiüstün gelmeküstün açıklıklı merceküstün akışkanlıküstün anlaküstün başarıüstün beceriüstünüstün beslenenüstün beslenmeüstün bulmaküstün çocuküstü açık arabaüstü açık kapıüstü açık talikaüstü açık yük arabasıüstü açılabilen arabagörevgörev almakgörev anlayışıgörev anlayışı olmayangörev aşkıgörev atagörev basinda azarlamagörev başında ölmekgörev bilgisigörev bilmekgöregöre davranmakgöre hareket etmekgöre hiçbir şeygöre önemsiz