to empty itself ne demek?
- Boşalmak
boşalmak
- Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek.
- Dışarıya akmak, dökülmek.
- Gevşemek, açılmak
- Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak
- Hayvan, bağından kurtulmak.
Empty.
Discharge.
Ejaculate.
Cream.
Exhaust.
to empty
- Akıtmak
to
- -e
- -e doğru, yönüne doğru, tarafına
- Ile
- -e kadar, -e değin, derecesine kadar
- -e dair
- -e nazaran, -e nispetle
- -e göre
- Hakkında, için
- Mak, mek (mastar edatı).
- -e dogru
empty
- Boş
- Yoksun, mahrum
- Dili aç
- Önemsiz, değersiz, anlamsız, yararsız, nafile, beyhude
- Verimsiz, meyvasız, semeresiz
- Bilgisiz, kof
- Boş olan herhangi bir sey
- Boşaltmak, tahliye etmek
- Akıtmak, dökmek
- Boşalmak, dökülmek.
itself
- Kendi, kendisi, bizzat.
- Kendi, kendini, kendisi, bizzat, sadece
Türetilmiş Kelimeler (bis)
to emptytoto a callto a certain degreeto a conversationto a crumbto a dayto a degreeto a distanceto a faultto a great extenttt 1t 3T antijenleriT bağımlı antijenemptyempty bandempty bellyempty cartridgeempty catalogempty cells plotted asempty clusterempty columnsempty conjunctive normal formempty disjunctive normal formemptied the bottleemptied the cupemptied the tillemptieremptiest