boşalmak ne demek?

  1. Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek.
  2. Dışarıya akmak, dökülmek.
  3. Gevşemek, açılmak

    Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu.

    S. F. Abasıyanık
  4. Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak

    Derdimle öyle dolmuş ki boşalmadan evine gidemeyecek.

    Y. Z. Ortaç
  5. Hayvan, bağından kurtulmak.
  6. (en)Empty.
  7. (en)Discharge.
  8. (en)Ejaculate.
  9. (en)Cream.
  10. (en)Exhaust.
  11. (en)Drain away.
  12. (en)Drain off.
  13. (en)Teem.
  14. (en)Come.
  15. (en)To be emptied.
  16. (en)To be discharged.
  17. (en)To uncoil.
  18. (en)To become free.
  19. (en)To become vacant.
  20. (en)To get sth off one's chest.
  21. (en)To ejaculate.
  22. (en)To come off.
  23. (en)To come.
  24. (en)To empty itself.
  25. (en)To run out.
  26. (en)To be poured out.
  27. (en)To discharge.
  28. (en)To run down.
  29. (en)To come out in a hurry.
  30. (en)To unburden oneself.

boşalma

  1. Boşalmak işi, inhilal
  2. Derdini birine açarak ferahlama, rahatlama.
  3. Elektrik yükünün başka bir iletkene geçişi veya sıfıra düşmesi.
  4. Orgazm. Spermin penisten dışarı atılması.
  5. Bir pilde biriken kimyasal erkenin elektrik erkesine dönüşmesi.
  6. Bir yoğunlaçta biriken elektrik yükünün bir dış devreye verilmesi
  7. Akımsakların elektrik yükünün azalması.
  8. Biriktirilmiş erkenin dizgeden dışarıya kaçışı.
  9. (en)Discharge, electrical discharge.
  10. (en)Ejaculation.

boşalma oranı

  1. (en)Discharge rate

Türetilmiş Kelimeler (bis)

boşalmaboşalma oranıboşalma sağaltımıboşalma sayısıboşalma yeriboşalboşalanboşalımboşalım borusuboşaboşa almaboşa almakboşa çalışmaboşa çıkaran
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın