salient point ne demek?

  1. Taç noktası
  2. taç noktası

taç

  1. Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık.
  2. Gelinlerin başlarına takılan süs.
  3. Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların üstlerindeki kabartmalı, oymalı, süslü bölüm.
  4. Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi.
  5. Bazı tarikatlarda şeyhlerin giydikleri başlık.
  6. Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması, yan
  7. Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların üstlerindeki taşkın ve girinti çıkıntılarla süslü bölüm.
  8. Bk. taç
  9. Bk. yandışı
  10. Bk. yan dışı.

salient pole

  1. Çıkık kutup
  2. çıkık kutup

salient part

  1. Çıkık

point

  1. Işaret etmek, göstermek
  2. Yöneltmek
  3. Hedefe nişan almak
  4. Duvar taşları arasını çimento ve harç ile doldurmak
  5. Ucunu sivriltmek
  6. Hareketsiz durup avın yerini göstermek(av köpeği),ferma etmek.point at parmakla işaret etmek
  7. Tüfeğin namlusunu hedefe çevirmek.point a gun tüfekle nişan almak
  8. Sivri uç,burun denize uzanan burun
  9. Nokta
  10. Sivri uçlu şey

Türetilmiş Kelimeler (bis)

salient polesalient partsalient anglesalientsalientiasalientlysaliencesalience saliencysaliencysali halsalibsalibesalibei külliyesalibiyesalsal ammoniacsal balıkçılığısal ile taşımaksal kullanmakpointpoint a moralpoint angle drillspoint atpoint at issuepoint binomial distributionpoint blankpoint blank denialpoint brillancepoint chargepoincarepoincare friedrichs eşitsizliğipoincare friedrics eşitsizliğipoincianapoinseteria
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın