muvakkaten bir evde oturmak ne demek?
Lodge
lodge
- Loca
- (kırlardaki) küçük otel. rüstik ev, kulübe.
- (pansiyoner/kiracı) -de kalmak; with (pansiyoner/kiracı) -in evinde kalmak. İng. -e oda kiralamak.
- Vurmak, saplamak
- Para yatırmak.
- Oturmak, kiracı olarak kalmak, misafir olmak, yatıya kalmak.
- Mason teşkilâtının azaları veya toplanma yeri, loca
- Tekke
- Ufak ev
- Arzetmek, takdim etmek, sunmak.
muvakkaten
- Az bir zaman süresince, geçici olarak, eğreti olarak
- Az bir zaman için, şimdilik, geçici ve muvakkat olarak.
muvakkaten kurtarış
Reprieve
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
evde
Home
In.
In the house
Türetilmiş Kelimeler (bis)
muvakkatenmuvakkaten kurtarışmuvakkatmuvakkat aktifmuvakkat bilançomuvakkat boykotmuvakkat faturamuvakkarmuvakkaranmuvakkasbirbir abam var atarım, nerede olsam yatarımbir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardırbir açıdabir açida ilerlebir adama kırk gün ne dersen o olurbir ağaçta gül de biter, diken debir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk dabir ağız dolusubir ağızdanbibi eyyi halbi gayri hakkın mal edinmebi hadbi haseb il verase