havalı yürümek ne demek?
Prance.
havalı
- Herhangi bir nitelikte havası olan
- İyi, temiz hava alan, havadar.
- Bir işi gereğince benimsemeyen, önemsemeyen.
- Göz alıcı, çekici, albenisi olan.
- Kibirli, çalımlı, gururlu.
- Sıkıştırılmış hava ile çalışan (alet vb.).
- Sıkıştırılmış hava ile işleyen (aygıt).
- Sıkıştırılmış hava ile işleyen (aygıt).
Airy.
Showy.
havalı amörtisör
Aircushion.
yürümek
- Adım atarak ilerlemek, gitmek
- Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek.
- Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek.
- Yayan gezmek, yayan gitmek
- Yol almak.
- Bir yere gelmek, bir yere ulaşmak, kaplamak.
- Üzerine doğru gitmek, akın etmek, saldırmak, hücum etmek.
- Faiz, hesap edilmek, işlemek.
Stir one's stumps.
Ankle.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
havalıhavalı amörtisörhavalı askılamahavalı bir biçimdehavalı bir şekildehavalı çekiçhavalı dalış elbisesihavalı direksiyonhavalı durduraçhavalı durduraç dizgesihavalanabilirhavalanamayanhavalandırhavalandırıcıhavalandırılmayürümekyürümek istemeyenyürümeyürüme aletiyürüme arabasıyürüme bacaklarıyürüme bandıyürüyürü ense tıraşını göreyimyürükyürük aksakyürük at yemini artırır