göz kamaştırmak ne demek?
- Kuvvetli ışık ya da parlaklık, kısa bir zaman için görüşü bulandırmak.
- (mecaz) bir niteliğiyle hayran bırakmak
O sıralar Avrupa'da bir büyük piyano ustası gözleri kamaştırıyordu.
Nadir Nadi - Bkz. göz almak
Dazzle, bedazzle, blind, look one's best, glare, sparkle.
göz almak
- Güzelliğiyle dikkati çekmek; göz kamaştırmak.
Glitter.
göz kamaştırıcı
Flashy.
Glaring.
Meteoric.
Resplendent.
Gorgeous.
Candescent.
göz kamaştırıcı ışık
Glare.
kamaştırmak
- Kamaşmasına sebep olmak
To dazzle.
To set on edge.
To set one's teeth on edge.
Blind.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
göz kamaştırıcıgöz kamaştırıcı ışıkgöz kamaştırıcı kadıngöz kamaştırıcılıkgöz kamaştıktan sonraki görüntügöz kamaştıktan sonraki görüntülergözgöz abdüksiyonugöz açamamakgöz açıp kapayıncaya kadargöz açtırmamakgöz açtırmayangöz ağrısıgöz ahbaplığıgöz akıgöz akı oluğugöbgöbbasangöbbengöbeçgöbedekamaştırmakkamaştırmakamaştırankamaşmakamaşmak