engelle karşılaşmak ne demek?
Strike a snag.
strike
- Çakmak, yakmak
 - Birdenbire aklına gelmek, birdenbire anlamak
 - Etki bırakmak, izlenim bırakmak, gibi gelmek
 - Saldırı, vuruş
 - Yolunu tutmak
 - Kök salmak
 - Gelip çatmak
 - Çalmak (saat)
 - Vurmak, çarpmak
 - Vurma, çarpma, darbe
 
engelle
[engellemek] embarrass, fetter, hinder, inhibit, obstruct, keep from, prevent from, save, balk, bar, baulk, block, circumvent, clog, counterwork, cramp, crimp, cross, cumber, dam, dam up, defeat, encumber, foil, hamper, hedge, hedge about, hedge around, hobble.
engelleme
- Bkz. tıkanıklık, obstrüksiyon
 - Engellemek işi.
 - İstek, gereksinim veya bir davranışın belli bir sonuca ulaşmasının önlenmesi.
 - Siyasi kuruluşlar vb.nde tartışma yöntemlerinin bütün imkânlarından yararlanılarak kanunların tartışılmasını ve oylanmasını düzenli bir biçimde önlemek, geciktirmek amacıyla yapılan girişimler, obstrüksiyon.
 - Karşı takım oyuncusunun hareketine engel olma.
 - Karşı takım oyuncusunun önüne geçerek onun serbestçe devinimine engel olma.
 
Blocking.
Hindrance.
Interference.
Stranglehold.
karşılaşmak
- Karşı karşıya gelmek, rastlaşmak
 - İki sporcu veya iki takım yarışmak.
 
Come on.
Meet.
Run across.
Come upon.
Fall with.
Drop a cross.
Cross.
Run up against smb.
