düzeyinde olmak ne demek?
 Rule. Rule.
düzey
- Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye.
- Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye.
- Ölçülen bir niceliğin değişkene bağlı olarak değişiminde ulaştığı düzlük.
- Seviye karşılığı olarak uydurulmuş olmayan.
- Bir kimsenin başkalarına göre değer ve yücelik derecesi.
 Level. Level.
 Grade. Grade.
 Plane. Plane.
 Degree. Degree.
 Pitch. Pitch.
düzey ayrımlaştırma
- Birbirini kesen iki yolun köprü, içgeçit, yeraltı geçidi gibi araçlarla, birbirine engel olmaksızın, gidişgelişe elverişli duruma getirilmesi.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
 Happen. Happen.
 Become. Become.
