black on white ne demek?
- Beyaz üzerine siyah
beyaz
- Mahalli yerlerde kadın adı olarak kullanılmaktadır.
- Baskıda normal karalıkta görünen harf çeşidi.
- Beyaz ırktan olan kimse
- Ak, kara, siyah karşıtı.
- Bu renkte olan.
- Günahsız, temiz.
- Kar rengi, ak.
- En açık renk.
- Temiz, lekesiz.
- Yarı işlenmiş keçi derisi.
black only
- Salt siyah
black oak
- Kara meşe
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
-one.
Deca-.
In progress; proceeding; as, a game is on.
In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
white
- Ak renk
- Beyazlık, aklık
- Biyol
- Renksiz, sararmış, soluk, solgun
- Lepiska, san
- Gümüşten yapılmış boş,yazısız, saf, lekesiz: beyazlar giymiş
- Öfkeden bembeyaz kesilmiş
- Akkor
- Beyazlatmak, ağartmak
- Badana sürmek
Türetilmiş Kelimeler (bis)
black onlyblack oakblack oakumblack oliveblack olivesblackblack africablack and blueblack and dry landblack and whiteblack and white displayblack and white filmblack and white imageblack and white overheadsblack and white televisionblacheadblabblab outblabberblabbermouthblabbermouthedonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak