birlikte olmak ne demek?
- Beraber vakit geçirmek.
- (argo) cinsel ilişkiye girmek.
Accompany, hang together.
beraber
- Birlikte, bir arada
- -e rağmen, -e karşın
- Aynı düzeyde
- Birlikte bulunan.
Together.
With.
Equal.
Level.
Accompanying.
Abreast.
birlikte olan
Accompanying.
birlikte olanaklılık yöneticisi
- (p^q) biçiminde tanımlanan doğrusal olmayan ikili eklem. || (a kırmızıdır) ile (a yeşildir) önermelerinin doğru olmasına karşın, (a kırmızıdır ve a yeşildir) önermesi yanlıştır.
Compossibility operator.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
Happen.
Become.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
birlikte olanbirlikte olanaklılık yöneticisibirlikte oluşumbirlikte oturan kimsebirlikte oturmabirliktebirlikte akanbirlikte akarak birleşenbirlikte akmabirlikte alınmışbirlikte anlamlı deyimbirlikte borçlubirlikte bulunanbirlikte çalışanbirlikte çalışmakbirlikbirlik çıkarına aykırılıkbirlik duygusubirlik haline getirmekbirlik ilkesiolmakolmak istiyorolmak üzereolmak üzere olanolmaksızınolmaktaolmakta olanolmaktan çok uzakolmaolma ihtimali çok uzak istekolmadanolmadan da yapabilmekolmadan yapmak