şartlı birleşik cümle ne demek?

  1. Bir esas cümle ile bu esas cümleye bağlı, fiili -sa / -se ekini almış yan cümlenin oluşturduğu anlatım birliği

    Bir gecede böyle bir şeyle karşılaşsaydım hayretten çıldırabilirdim.

    A. H. Tanpınar
  2. Bk. şart cümlesi

şart cümlesi

  1. Temel cümleyi yargı bildirmeden zaman, şart, sebep ve benzetme işlevi ile tamamlayan zarf görevindeki yardımcı cümle türü. Fiil kök ve gövdeleriyle ek-fiile -SA şart ekinin getirilmesi ile kurulur. Şart eki geniş zaman kipinden sonra da gelebilir: || Artık demir almak günü gelmişse zamandan || Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan (Y. K. Beyatlı, Kendi Gök Kubbemiz, s. 83). || — Az yer dolaşmadık. Hepsini uç uca getirsen, bir dünya eder (S. Çokum, Ağustos Başağı, s. 123). || İyi amma, a beyim, şöyle bakınsak, bir alay mekteb-i Âli denilen yerler var (M. Akif Ersoy, Safahat, s. 354). Eğer hariçteki seslerin bize kadar gelmesi mümkün olsa da bize sorsalar ki “güzellik nedir?” hiç düşünmeden; “bu yeşilliktir” diyeceğiz (Y. K. Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından: Diğer Nesirler, s. 99). Şüphesiz başka şartlar altında bir gecede böyle bir şeyle karşılaşsaydım, hayretten çıldırabilirdim (A. H. Tanpınar, Geçmiş Zaman elbiseleri, s. 91). İnsan yaptığı işe sade menfaati için girerse, yalnız onu düşünürse kendisini sonunda sizin gibi itham eder! (A. H. Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, s. 305). Sen bu beladan beni kurtarırsan ben de bir daha köylüyü hiç mi hiç geç koymam pamuğa (Y. Kemal, Ortadirek, s. 296). Monşer, asalet olmazsa, bu memleket batar (Ö. Seyfettin. Efruz Bey: Asiller Kulübü, s. 66) Okusaydı, iyi olurdu Gelmiş olsaydı haberimiz olurdu vb.
  2. Bk. koşul tümcesi
  3. Bk. koşullu yantümce
  4. (en)Conditional clause.
  5. (fr)Proposition conditionnelle

şartlı birleşik zaman

  1. Belli bir zaman eki almış yükleme -sa / -se şart eki getirilerek oluşturulan şekil.

şartlı

  1. Şarta bağlı, koşullu.
  2. Şartlanmış.
  3. Şartlanmış olan, koşullu.
  4. Şart etmiş olan (koca).
  5. (en)Subject to or dependent on certain conditions.
  6. (en)Conditional.
  7. (en)Conditioned.
  8. (en)Contingent.
  9. (en)Provisory.
  10. (en)On approval.

birleşik

  1. Bir araya gelmiş, birleşmiş olan, müttehit.
  2. Çeşitli öğelerin belirli oranlarda birleşmesiyle oluşmuş (özdek).
  3. Çeşitli öğelerin belirli oranlarda birleşmesiyle oluşmuş (özdek).
  4. (en)United.
  5. (en)Joint.
  6. (en)Connected.
  7. (en)Conjoint.
  8. (en)Combined.
  9. (en)Adjunctive.
  10. (en)Confederate.

cümle

  1. Bir yargı bildirmek için tek başına çekimli bir fiil veya çekimli bir fiille kullanılan kelimeler dizisi, tümce
  2. Dizge, sistem.
  3. Bütün, hep.
  4. Herkes
  5. Bk. küme
  6. Hep, bütün, tam.
  7. (en)Sentence.
  8. (en)Clause.
  9. (en)Proposition.
  10. (en)System.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

şartlı birleşik zamanşartlışartlı bağışlamaşartlı ciroşartlı değişmeşartlı emirşartlı gereklilik kipişartlı insiyakşartlı mutasyonlarşartlı münasebetşartlamaşartlamakşartlamamakşartlanan tümceşartlandırılmabirleşikbirleşik adbirleşik ailebirleşik alan kuramıbirleşik anahtarbirleşik anterlibirleşik bağlaçbirleşik bağlanımbirleşik baklembirleşik belirteçbirleşbirleşekbirleşenbirleşen hacimler yasasıbirlemebirlemekbirlenmebirlenmekbirler
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın