yoğun faaliyet ne demek?
Hustle and bustle.
hustle
- Acele ettirmek, sıkıştırmak
- Sıkboğaz etmek
- Koşuşturmak, çabuk olmak
- Hile ile satmak, yaltaklanmak
- İtmek, itelemek, dürtmek
- Kalabalıkta itişmek, itişip kakışmak
- İtip kakmak
- Acele ettirmek veya etmek
- Eline çabuk olmak
- Hileli satış yapmak, hile ile para kazanmak
yoğun faz
Condensed phase
yoğun
- Hacmine oranla, ağırlığı çok olan, kesif.
- Koyu, kalın.
- Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.).
- Artmış, çoğalmış bir durumda olan.
- Dolu, sıkı, sıkışık, çok.
- Şişman, iri, tombul
- Kaba, kalın, iri (elek, iğne).
- Özgül ağırlığı yüksek olan.
- Özgül ağırlığı yüksek olan.
- Oylumuna oranla ağırlığı çok olan.
faaliyet
- Boş durmayış.
- Etkinlik gösterme
- Osmanlıca'da yazılışı: fa'aliyet
- Çalışkanlık, çalışma, canlılık, hareket
- İşler durumda olma, etkinlik.
- İş görmek, çalışmak.
Action.
Bustle.
Activity.
Business.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yoğun fazyoğunyoğun alıştırmayoğun bakımyoğun besiyoğun betonyoğun biçimdeyoğun bilgisayaryoğun cisimcikleryoğun çalışmayoğun çekişmeyoğulumyoğulum yaratmayoğyoğalmayoğalmakyoğaltıcıyoğaltılmafaaliyetfaaliyet alanıfaaliyet alanı giderifaaliyet alanı hasılatıfaaliyet alanı performansıfaaliyet alanı varlıklarıfaaliyet bütçelemesifaaliyet dışı gelirlerfaaliyet dışı giderlerfaaliyet dışı hasılatfaalfaal değilfaal durumdafaal hale getirfaal hale getirme