yakınsak mercek ne demek?

  1. Bkz. tümsek mercek.
  2. Bkz. tümsek mercek.
  3. Gelen koşut ışınları eksene doğru kırarak birbirine yaklaştıran, kenarları ortasından daha ince olan mercek çeşidi.
  4. (en)Converging lens, convergent lens, ccnvex lens, positive lens.
  5. (en)Convergent lens.
  6. (al)Sammellinse, Konvex-Linse
  7. (al)Sammellinse
  8. (fr)Lentille convergente (convexe)

    Beyaz esvaplı bakireler, altın saçlı delikanlılar, kollarını çaprazlamış, diz üstü ona tapınmaktadır.

    F. R. Atay
  9. (fr)Lentille convergente

tümsek mercek

  1. Geçirdiği ışık ışınlarını ana eksene doğru toplayan, ortası çevresinden daha kalın mercek, anlamdaş yakınsak mercek.
  2. Geçirdiği ışık ışınlarını ana eksene doğru toplayan, ortası çevresinden daha kalın mercek, anlamdaş yakınsak mercek.
  3. (en)Convex lens.
  4. (al)Brennglas, Sammellinse
  5. (fr)Lentille convexe

yakınsak boşinanç boyutu

  1. Değişik boşinançların benzer görünüm kazanabilmelerini sağlayan özellik, bk. boşinanç boyutları.
  2. (en)Convergence dimension of superstition.
  3. (fr)Dimension convergence de la superstition

yakınsak dizi

  1. Terimleri sonsuza dek toplandığında belirli bir sayı veren dizi.
  2. (en)Convergent series.
  3. (fr)Série convergente

mercek

  1. İçinden geçen paralel ışınları düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran veya birbirinden uzaklaştıran, camdan veya ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim, adese, lens.
  2. Çoğunlukla saydam camdan yüzeyleri çukur ya da tümsek olacak biçimde işlenmiş, ışığı toplayacak ya da dağıtacak nitelikte yassı, çembersel nesne.
  3. Bir yüzleri yuvarsal, öbür yüzleri yuvarsal ya da düzlem olan, camdan yapılma ve bir ışık demetini kırılmaya uğratarak belli bir noktaya düşüren saydam cisim. (En az ikimercekten oluşanmercek dizgesine objektif denilmekle birlikte, İngilizcede her ikisi için de aynı terimin kullanıldığı göz önüne alınarak bu sözlükte hepmercek terimi kullanılmıştır). TV
  4. Bir elektron demetini tıpkı optikmercek gibi saptırabilen mıknatıslı alan dizgesi; elektronikmercek.
  5. Gözde ışığın retina üzerinde odaklanmasını sağlayan saydam yapı. Lens.
  6. Bazı balıklarda ışık organlarının farklılaşmış hücreleri.
  7. Mikroskop ya da büyüteçlerde büyütmeyi sağlayan ya da görme kusurlarını gideren camdan yapılmış araç.
  8. Işığı geçiren, bir veya iki tarafı kavis halinde cam veya geçirgen madde.
  9. Elektrik alanı, magnetik alan ya da elektromagnetik alan yardımıyla, yüklü parçacıkların yoğunlaşmasını sağlayan düzenek.
  10. (en)Lens, crystalline lens.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

yakınsak boşinanç boyutuyakınsak diziyakınsak olmakyakınsak seriyakınsak sonsuz çarpınıyakınsakyakınsaklıkyakınsaklık absisiyakınsaklık çarpanlarıyakınsaklık çemberiyakınsayakınyakın akrabayakın akraba ile cinsel ilişkiyakın akrabalaryakın alan artifaktımercekmercek açıklığımercek altına almakmercek ana eksenimercek antenmercek biçimindemercek camımercek çerçevesimercek diyaframımercek diyaframimercefanmerceğe aitmercmercanmercan adamercan adasımercan ağacı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın