yüzünün derisi kalın ne demek?

  1. Utanması, arlanması olmayan.

yüzünün akıyla çıkmak

  1. (en)Give a good account of oneself.

yüzünü ağartmak

  1. Beğenilir iş yapmak, iş ve davranışlarıyla yakınlarının övünmesine sebep olmak: “Bu zaferle Mustafa Kemal, ordumuzun yüzünü ağartmış, milletimizin yüzünü güldürmüştür.” -E. C. Güney.
  2. (en)Be creditable to smb.

deri

  1. İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı örtü, cilt, ten
  2. İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan derisi.
  3. Bu deriden yapılmış
  4. Soyulmadan yenen yemişlerin ince kabuğu veya soyulan yemişlerde kabuk altındaki zar.
  5. Toplantı, düğün.
  6. Pazar veya panayır kurulan gün, dernek.
  7. Bir hayvan ya da bitkinin vücudunu, meyvenin, tohumun üzerini örten en dış örtü. Omurgasız hayvanlarda silindir biçiminde hücrelerden oluşmuş epidermisten, memelilerde keratinli çok tabakalı yassı epitel kapsayan epidermis ile bağ dokusunca zengin dermiş tabakalarından oluşur.
  8. Termik, toksik ve mekanik etkileri önleme, gaz değişimine yardımcı olma, vücudun ısı ve su dengesini ayarlama, yağ ve süt bezleri aracılığıyla salgı yapma, duyuları alma ve birincil savunma sistemine yardımcı olma gibi görevleri olan, vücudun dışını örten, epidermis ve dermadan oluşan koruyucu organ, kutis, derma, koryum, kutin, pellis.
  9. Farsçanın sahihi, fasih olanı. (Kapı demek olan "der" ismi Farsça olduğu halde Arapça sayılarak müennesi "deriyye" yapılmıştır.)
  10. Omurgasız hayvanlarda silindir biçiminde hücrelerden oluşmuş epidermisten, memelilerde keratinli çok tabakalı yassı epitel kapsayan epidermisle bağ dokusunca zengin dermis tabakasından meydana gelen ve canlıların vücudunu örten en dış örtü, kutan, kutis.

kalın

  1. Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı
  2. Enli ve gür
  3. Düzlem biçimindeki şeylerde, iki yüz arasındaki uzaklık kendi cinsindekilere göre çok olan.
  4. Yoğun, akıcılığı az olan.
  5. Etli, dolgun
  6. Pes (ses)
  7. Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık
  8. Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü.
  9. Cihâz (bk. çeyiz, donatım).
  10. (en)Thick.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

yüzünün akıyla çıkmakyüzünü ağartmakyüzünü buruşturmakyüzünü çevirmekyüzünü dönmekyüzünü ekşitmekyüzün bir bölümüyüzün yandan görünüşüyüzüncüyüzüncü şeyyüzüncü yıldönümüyüzü açılmakyüzü akyüzü ak olsunyüzü asıkyüzü asılmakderisi dikenlilerderisi dökülmekderisi kemiklerine yapışmakderisi sıyrılmışderisi soyulmaderisi soyulmuşderisi soyulmuş yerderisidikenlilerderisinden eti sıyırmakderisine sığmazderisderideri altıderi altı amfizemideri altı enjeksiyonderi altı feohifomikozis
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın