wide sense stationary ne demek?

  1. Geniş anlamda durağan
  2. geniş anlamda durağan

geniş

  1. Eni çok olan, enli, vâsi
  2. Alanı büyük olan, dar karşıtı
  3. Bol (elbise).
  4. Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın.
  5. Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat
  6. Çok.
  7. (en)Broad.
  8. (en)Capacious.
  9. (en)Vast.
  10. (en)Extensive.

wide

  1. Vasi, ferah
  2. Açık, engin
  3. Enli
  4. Şümullü
  5. Uzak
  6. Geniş
  7. Bol
  8. Uzaklara
  9. Tamamen, iyice
  10. Açıkta, açığa

wide angle

  1. Geniş açılı

sense

  1. Anlamak, duyarlı olmak
  2. Duyu, his
  3. Sezmek, farkında olmak
  4. Hissetmek, algılamak

stationary

  1. Sabit, durağan
  2. Kımıldamaz
  3. Muayyen bir kararda kalan, ne ilerlemekte ne de gerilemekte olan
  4. Bir yerde daima kalan kimse veya şey
  5. Belirli bir yerde bulunan er
  6. Değişmeyen, yerleşik

Türetilmiş Kelimeler (bis)

widewide anglewide angle lenswide angle lighting fittingwide angleswide apartwide area networkwide awakewide boredwide brimmed hatWidal testwiddershinssensesense deceptionsense for businesssense impressionsense manasense of a wordsense of beautysense of belongingsense of controlsense of directionsensatesensationsensation ihsassensation ofsensation of thirst
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın