geniş ne demek?

  1. Eni çok olan, enli, vâsi

    Geniş, bomboş bir taşlığın serin, rutubetli küf kokusu duyuldu.

    P. Safa
  2. Alanı büyük olan, dar karşıtı

    Bu ağaç, bir geniş bostan duvarının dış tarafında idi.

    O. C. Kaygılı
  3. Bol (elbise).
  4. Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın.
  5. Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat

    Besbelli geniş, olabildiğince umursamaz görünmek istiyordu.

    A. İlhan
  6. Çok.
  7. (en)Broad.
  8. (en)Capacious.
  9. (en)Vast.
  10. (en)Extensive.
  11. (en)Comprehensive.
  12. (en)Obtuse.
  13. (en)Extended.
  14. (en)Large.
  15. (en)Open.
  16. (en)Roomy.
  17. (en)Spacious.
  18. (en)Walk-in.
  19. (en)Ample.
  20. (en)Commodious.
  21. (en)Cosmic.
  22. (en)Cosmical.
  23. (en)Expansive.
  24. (en)Full.
  25. (en)Splay.
  26. (en)Broadly.
  27. (en)Catholic.
  28. (en)Sizable.
  29. (en)Voluminous.
  30. (en)Carefree.
  31. (en)Immense.
  32. (en)Volumed.
  33. (en)Wide.

geniş açı

  1. Bir dik açıdan daha büyük olan açı.
  2. Ölçüsü dik açıdan daha büyük ve düz açıdan daha küçük olan açı.
  3. (en)Obtuse / wide angle.
  4. (en)Obtuse angle.
  5. (fr)Angle obtus
  6. (la)Obtusus

geniş açık hendek

  1. (en)Rhine.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

geniş açıgeniş açık hendekgeniş açılıgeniş açılı ışıklıkgeniş açılı ışıldakgeniş açılı ışıngeniş açılı mercekgeniş açılı üçgengeniş açılılargeniş açınıkgenigenialgenialitygeniallygenic
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın