wait time ne demek?
- Bekleme süresi
bekleme
- Beklemek işi
- Vakit öldürme
- İntizar.
Waiting.
Wait.
Expectance.
Expectancy.
Anticipation.
Contemplation.
Expectation.
wait timeout
- Bekleme zaman aşımı.
wait tables
- Garsonluk yapmak.
time
- Kez, defa.
- Zamanlamak; (belirli bir zamana) denk getirmek, rastlatmak, (belirli bir zamana göre) ayarlamak, planlamak.
- Vakit, zaman
- Ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, temposunu belirlemek, tempo tutmak
- Saat tutmak
- Ayarlamak
- Uydurmak
- Tempo tutmak.
- Süre, müddet
- Devir, devre
Türetilmiş Kelimeler (bis)
wait timeoutwait tableswait towait a bitwait a jiffywait a littlewait a little.wait a minute!waitwait a secondwait and seewait and see policywait at tablewaifwaifishwaifishlywaiflikewaifs and straystimetime after timetime allowedtime and a halftime and againtime and data stampingtime and mileagetime and motion studytime and time againtime applicationtimtimalidaetimalya kuşugillertimalyakuşugillertimar