to stick ne demek?
- Kar tutmak
kar
- Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı; iş.
- Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı.
- İş.
- Yarar, fayda.
- Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay.
- Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark.
- Havada beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak yağan su buharı
- Havadan ak, ince taneli buz kırılcaları biçiminde ya da lapa lapa yağan, sıcaklık koşulları elverişli ise yerde biriken su buğusu, bkz. yağış.
- Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay.
- Bk. karlanma
to stick around
- Beklemek
to stick in
- Sokmak
stick
- Saplamak
- Yapıştırmak, yapışmak
- Batmak (iğne, diken)
- Delmek
- Batırmak
- Sokmak
- Çakmak
- Saplanıp kalmak, hareket edememek, kopmamak
- Tahta parçası, değnek, baston, çubuk sopa, ağaç, sırık, tahta
- Sıkışmak; takılmak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
to stick aroundto stick into stick intoto stick onto stick outto stick sth outto stick toto stabto stab sbto stabilizeto stackto stack armsto sabotageto sackto sacrificeto sacrifice toto saddentoto a callto a certain degreeto a conversationto a crumbto a dayto a degreeto a distanceto a faultto a great extenttt 1t 3T antijenleriT bağımlı antijenstickstick aroundstick atstick at nothingstick bystick instick in ones throatstick in the mindstick in the mudstick insectstichstich upstichomythy stichomythiastichosomestiaulusstibenstibialismstibiationstibie