kar ne demek?
- Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı; iş.
 - Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı.
 - İş.
 - Yarar, fayda.
 - Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay.
 - Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark.
 - Havada beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak yağan su buharı
Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu.
T. Buğra - Havadan ak, ince taneli buz kırılcaları biçiminde ya da lapa lapa yağan, sıcaklık koşulları elverişli ise yerde biriken su buğusu, bkz. yağış.
 - Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay.
 - Bk. karlanma
 - (C.: Kur-Kiran) Zift, kara boya.
 - (Kelimeye bir ek olup, isimleri sıfat yapar) Eden, edici, yapan manalarına gelir ve li, lı, cı, ci gibi eklerin de karşılığıdır. İtaat-kar, hilekar, isyan-kar, hamur-kar, kanaatkar...gibi. (Osmanlıca'da yazılışı: kâr)
 - Vurmak. Çakmak. Kapı çalmak.
 - Derinlik. Dip. Her şeyin dibi. Nihayet. (Osmanlıca'da yazılışı: ka'r)
 - (C.: Ekra) Cem'etmek, toplamak. (Osmanlıca'da yazılışı: kar')
 
Snow.
To do, to make, to create; to produce; cl.
Green mango.
Kentucky Administrative Regulation.
Knowledge and Research.
Cirque , cwm.
Account.
Benefit.
Gain.
Profit.
Take.
Takings.
Bank.
Cart, car, wagon.
Neige
kar zarar cetveli
- Bir işletmenin belirli bir muhasebe döneminde elde ettiği gelirler ile yaptığı giderler arasındaki net farkı gösteren belge.
 
Profit and loss statement.
kar adam
Abominable snowman.
