to knock on ne demek?
- Vurmak
vurmak
- Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak.
- Ses çıkarmak için, bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak
- Etkisi bir yere kadar uzanmak, sokulmak, girmek, duyulmak, yansımak, aksetmek
- Hızla değmek, çarpmak.
- Sürmek.
- Takmak, koymak
- Bağlama, ilişkilendirmek
- Olduğundan başka biçimde görünmek.
Bang.
Beat.
to knock about
- Örselemek
to knock down
- Göçertmek
knock
- Sertçe eleştirmek
- Vurmak, çarpmak
- Tokuşmak
- At veya on ile çalmak, vurmak (kapı)
- Devirmek, teklemek
- Çarpışmak
- ABD, argo kusur bulmak, tenkit etmek, titizlik etmek
- Vurma, vuruş, darbe
- Kapı çalınması
- Kapıyı çalmak
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
-one.
Deca-.
In progress; proceeding; as, a game is on.
In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
to knock aboutto knock downto knock sth backto knock sth offto knocktoto a callto a certain degreeto a conversationto a crumbto a dayto a degreeto a distanceto a faultto a great extenttt 1t 3T antijenleriT bağımlı antijenknockknock aboutknock againstknock aroundknock at the doorknock backknock coldknock downknock down drag outknock galley westknobknob latchknob lockknobbedknobbiness