the sun is going down. ne demek?
- Güneş batıyor.
güneş
- Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi.
- Bu gök cisminin yaydığı ışık ve ısı.
- Her gün doğup battığını gördüğümüz en parlak gökcismi.
- Çevresindeki sisteme ait gezegenlerin etrafında döndüğü, ışık ve ısı yayan büyük gök cismi, şems.
Sun.
Solar.
Sunshine.
Daystar.
Helio-.
Eclipse.
the
- Belirli durumlarda isimden önce kullanılır
- O (tarif edatı, harfi tarif, belirtme sıfatı)
- Ne kadar, o kadar (mukayese sıfatlarından evvel)
the 1967 borders
- 1967 sınırları, yeşil hat, Bağımsızlık Savaşı sonrasında ateşkes anlaşmalarında oluşturulan sınırlar (İsrail Tarihi)
sun
- Yapma, yapış.
- İş, yapıt.
- Gün, etki.
- Sunmak eyleminin buyruk biçimi.
- Yumuşak huylu kimse.
- Yapmak.
- (C.: Seane) Yarısı kesilmiş kırba. (Osmanlıca'da yazılışı: su'n)
- (-ned, -ning) güneş
- Güneş ışığı
- Güneşli yer
is
- Dumanın değdiği yerde bıraktığı kara leke
- Yakıtın tam yanmamasından oluşan, dumanla yükselen kömürleşmiş tanecikler.
- Sürme (II).
- Yanma odalarında ya da ateşliklerin üstünde, yakıtın yanması sonucu biriken kurum.
- Bkz. sürme
Soot.
Black.
Smut.
Lampblack.
Stands for Information System.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
thethe 1967 bordersthe 1st cervical vertebrathe 2004 tsunamithe 80 20 rulethe a teamthe abcthe abc powersthe ablativethe ablative caseththa sackthaithai boxingthai citizensunsun animaculessun bathsun bathesun bathingsun beamsun birdsun blindsun blocksun curedsusu ağzısu akarken testiyi doldurmalısu akciğerisu akışını düzenleyen araç