store of value ne demek?

  1. Değer saklama aracı

değer

  1. Bir değişkenin yada bilinmeyenin sayı ile anlatımı.
  2. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü
  3. Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet.
  4. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, paha.
  5. Yüksek ve yararlı nitelik.
  6. Üstün, yararlı nitelikleri olan (kimse)
  7. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey.
  8. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı.
  9. Neoklasik iktisada göre tüketicinin son biriminin faydasını dikkate alarak bir mala verdiği göreli önem.
  10. Emek-değer kuramına göre bir malın içerdiği emek zamanı.

store of grain

  1. Zahire

store of provisions

  1. Zahire

of

  1. Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
  2. (en)Ugh!.
  3. (en)In a general sense, from, or out from; proceeding from; belonging to; relating to; concerning; used in a variety of applications; as: Denoting that from which anything proceeds; indicating origin, source, descent, and the like; as, he is of a race of kings; he is of noble blood.
  4. (en)Denoting possession or ownership, or the relation of subject to attribute; as, the apartment of the consul: the power of the king; a man of courage; the gate of heaven.
  5. (en)Denoting the material of which anything is composed, or that which it contains; as, a throne of gold; a sword of steel; a wreath of mist; a cup of water.
  6. (en)Oil filters.
  7. (en)Denoting part of an aggregate or whole; belonging to a number or quantity mentioned; out of; from amongst; as, of this little he had some to spare; some of the mines were unproductive; most of the company.
  8. (en)Prep w dat , from, out of, of, away from, contrary to, by.
  9. (en)Denoting that by which a person or thing is actuated or impelled; also, the source of a purpose or action; as, they went of their own will; no body can move of itself; he did it of necessity.
  10. (en)Optional Form Source: US EPA.

value

  1. Keşide etmek
  2. Değer vermek
  3. Değerini bilmek
  4. Önem vermek
  5. Kıymet
  6. Değer
  7. İtibar, önem, ehemmiyet
  8. Gerçek değer, hakiki kıymet
  9. Kesin anlam
  10. Değer biçmek, paha biçmek

Türetilmiş Kelimeler (bis)

store of grainstore of provisionsstorestore and forwardstore cattlestore dresserstore housestore in binsstore is no sorestore shedstorstor kapakstor kapaklıstorablestorageofof a certain ageof a certain lengthof a certain qualityof a collapseof a deviceof a good familyof a hogof a kindof a moment agooo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın