short time working ne demek?
- Kısa zamanlı çalışma
kısa
- Boyu, uzunluğu az olan, uzun karşıtı.
- Az süren, uzun olmayan
- Kısa olan şey.
- Ayrıntısı çok olmayan.
- Kısaca, kısaltarak.
- (Kas'a. C.) Tabaklar, çanaklar, çömlekler.
Short.
Brief.
Mini.
Curt.
short
- Kısa metrajlı film, kısa devre, kontak, kasa açığı, kısa hece, kısa okunuşlu ünlü
- Kısa
- Kısa boylu
- Bodur
- Ters ve kısa (cevap)
- Eksik, nakıs, dar, ihtiyacı karşılamayan
- Satılırken elde bulunmayan (mal)
- Gevrek, çabuk kırılan
- Çok yağIı
- Birdenbire
short and plump
- Tıknaz
time
- Kez, defa.
- Zamanlamak; (belirli bir zamana) denk getirmek, rastlatmak, (belirli bir zamana göre) ayarlamak, planlamak.
- Vakit, zaman
- Ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, temposunu belirlemek, tempo tutmak
- Saat tutmak
- Ayarlamak
- Uydurmak
- Tempo tutmak.
- Süre, müddet
- Devir, devre
working
- İşletme, üretme
- Kazı (maden)
- İşe ait
- İşleme, iş
- Çalışan
- Çalışmaya ait
- Çalışır vaziyetteki
- Mayalanan, köpüren
- Seyiren
- Çalışma
Türetilmiş Kelimeler (bis)
shortshort and plumpshort and sharpshort and sweetshort and tightshort armedshort autobiographyshort billshort billed gullshort breakshoranshoreshore based radarshore batteryshore birdtimetime after timetime allowedtime and a halftime and againtime and data stampingtime and mileagetime and motion studytime and time againtime applicationtimtimalidaetimalya kuşugillertimalyakuşugillertimar