sınıf birincisi olmak ne demek?
Top a class.
top
- (İngilizce) En üst bölüm, tepe, baş, üst
- Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne
- Bazı aletlerde bulunan toparlağımsı parça.
- Kumaş, kâğıt gibi şeylerin belli miktardaki bağı, ferde.
- Kumaş, kâğıt vb. şeylerin düzenli bir yığın durumuna getirilmiş bağı.
- Yuvarlak biçimde olan, toparlak
- Tamamen, bütünüyle.
- Homoseksüel erkek.
- Gülle veya şarapnel atan büyük, ateşli silah
- Sepettopu oyununda, oyuncuların sayı yapmak için kullandıkları küre biçimindeki oyun aracı. Deri, sentetik bir nesne ya da lastik bir kılıf ile kaplı ve içi hava dolu bir lastik balon olup, çevresi en az 75 santim, ağırlığı ise en az 600, en çok 650 gramdır. 1.80 metre yükseklikten tahta bir alana bırakıldığı zaman en az 1.20, en çok 1.40 metre yüksekliğe zıplayacak biçimde basınçlı hava ile şişirilmiştir.
sınıf
- Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri.
- Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler.
- Ders okutulan yer, dershane, derslik.
- Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri
- Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü.
- Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği.
- Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas
- Canlılarınsınıflandırılmasında kullanılan bir taksonomik terim olup takımların bir araya gelmesiyle oluşur. Örnek: Pisces (Balıklar).
- Bazı böcek sosyetelerinde görülen şekil farklılıkları olup belli bir görevi yapan birey toplulukları. İşçi, eş, kraliçe gibi. Klâsis.
- Canlıların sınıflandırmasında takımların bir araya gelmesiyle oluşturulan taksonomik grup.
sınıf 1 çözücü
Class 1 solvent.
birincisi
[birinci] winner, victor.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
Happen.
Become.