principle of causality ne demek?

  1. Nedensellik ilkesi

nedensellik

  1. Nedensel olma durumu, illiyet.
  2. Olaylarla bu olayları oluşturan nedenler arasındaki bağıntı.
  3. -> Nedenle -> etki arasındaki bağlantı.nedensellik yasası: Her olayın bir nedeni olduğunu dile getiren yasa.nedensellik ilkesi: Nedenle etki arasındaki bağlantının zorunluluğunu dile getiren ilke. Formülü: Her etkinin zorunlu olarak bir nedeni vardır.nedensellik ilkesi venedensellik yasası türlü biçimlerde temellendirilmiş ve açıklanmıştır: İlkin Demokritos olayların nedensel bağlantısının sözünü etmiştir. Aristoteles "ortaya çıkan her şeyin, bir şey yoluyle bir şeyden, belli bir şey olarak ortaya çıktığını" söyler. Doğa bilimlerinin gelişmesiylenedensellik açıklık kazanmıştır (Bacon, Galilei, Kepler vb.). Hume,nedensellik kavramını eleştirerek, nedenselliğe inanmanın çağırışımlara ve alışkanlıklara dayandığını öne sürmüştür. Kant nedenselliği, düşünmemizin önsel biçimi olan -> kategorilerden biri olarak belirler; Kant'a görenedensellik bilgi için zorunlu olan bir kavramdır, deneyden gelmez, ama yalnızca duyulur dünyada (görüngüler dünyasında) geçerlidir. Mill, Spencer vb. nedenselliğin yalnızca deneyden geldiğini ve tümevarım yoluyle kazanıldığını öne sürerler. Yeni fizikçilernedensellik ilkesinin uygulanmasının sınırsızlığına karşıdırlar; onlara görenedensellikten bir varsayım olarak, bir araştırma ilkesi -> bulgusal ilke olarak, olasılık kuralı olarak yararlanılabilir. Özdekçiler nedenselliğin yalnızca doğada değil, yaşam olaylarında, ruhsal yaşamda ve tarihte de (toplumsal, ekonomiknedensellik) geçerli olduğunu savunurlar.
  4. (en)Causation.
  5. (en)Causality.
  6. (al)Kausalität
  7. (fr)Causalité
  8. (la)Causalitas

principle

  1. Kaide, tamamlayıcı unsur
  2. Prensip, ilke, esas
  3. Dürüstlük, ahlâk
  4. Ana, esas, kaynak
  5. Köken, temel neden
  6. Kural

principle ilke

  1. Prensip

of

  1. Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
  2. (en)Ugh!.
  3. (en)In a general sense, from, or out from; proceeding from; belonging to; relating to; concerning; used in a variety of applications; as: Denoting that from which anything proceeds; indicating origin, source, descent, and the like; as, he is of a race of kings; he is of noble blood.
  4. (en)Denoting possession or ownership, or the relation of subject to attribute; as, the apartment of the consul: the power of the king; a man of courage; the gate of heaven.
  5. (en)Denoting the material of which anything is composed, or that which it contains; as, a throne of gold; a sword of steel; a wreath of mist; a cup of water.
  6. (en)Oil filters.
  7. (en)Denoting part of an aggregate or whole; belonging to a number or quantity mentioned; out of; from amongst; as, of this little he had some to spare; some of the mines were unproductive; most of the company.
  8. (en)Prep w dat , from, out of, of, away from, contrary to, by.
  9. (en)Denoting that by which a person or thing is actuated or impelled; also, the source of a purpose or action; as, they went of their own will; no body can move of itself; he did it of necessity.
  10. (en)Optional Form Source: US EPA.

causality

  1. Nedensellik
  2. Nedensellik ilkesi, nedensel ilişki

Türetilmiş Kelimeler (bis)

principleprinciple ilkeprinciple of compulsory public prosecutionprinciple of elasticityprinciple of equal wagesprinciple of excluded middleprinciple of measurementprinciple of noncontradictionprinciple of publicityprinciple of reciprocityprincipalprincipal actionprincipal agencyprincipal agentprincipal agreementofof a certain ageof a certain lengthof a certain qualityof a collapseof a deviceof a good familyof a hogof a kindof a moment agooo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın