pençesine düşmek ne demek?

  1. Yakalanmak.
  2. (en)To fall sb's clutches.

pençesiz

  1. Pençesi olmayan.

pençe

  1. Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmaklarıyla tırnakları
  2. Ayakkabının tabanındaki kösele.
  3. Etkisinden kurtulmak olanaksız, etkisi çok olan güç
  4. El
  5. Hareketli köprüye sahip gitarlarda bulunan; üzerinde bulunan kancalar yardımıyla bir tarafından köprü yaylarını tutan, diğer taraftan ise gövdeye iki uzun vida ile tutturulmuş ve bu vidalar yoluyla köprü konumunun ayarlanmasına olanak sağlayan metal nesne.
  6. Sağım pençesi.
  7. El ayası ile beş parmağın tamamı.
  8. (en)Cleat, tap.
  9. (en)Talon, pounce.
  10. (en)Claw.

düşmek

  1. Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
  2. Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
  3. Yere devrilmek, yere serilmek.
  4. Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
  5. Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
  6. Yağmak.
  7. Vurmak, değmek, rastlamak
  8. Vakti gelmeden ölü doğmak.
  9. Sâkıt olmak, sukut etmek.
  10. Arkasından gitmek, peşini bırakmamak

Türetilmiş Kelimeler (bis)

pençesizpençepençe atmakpençe demetpençe gibipençe izidüşmekdüşmek sukut etmekdüşmek üzere olmakdüşmedüşme alçalmadüşme dengesidüşme eğilimi olandüşme hastalığıdüşmandüşman ağzıdüşman başınadüşman çatlatmakdüşman düşmana gazel okumazdüşdüş azmasıdüş bakısıdüş çalışmasıdüş eylemek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın