pençe ne demek?

  1. Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmaklarıyla tırnakları

    Kuş, beni görünce korktu, pençesinde yılanla havalandı.

    M. Ş. Esendal
  2. Ayakkabının tabanındaki kösele.
  3. Etkisinden kurtulmak olanaksız, etkisi çok olan güç

    Bu vicdan azabının demirden pençesi yüreğini sıkmaya başlıyordu.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  4. El

    Bir yumruğunu gırtlağıma dayadı, bir pençesiyle kalbimi kavradı.

    A. Gündüz
  5. Hareketli köprüye sahip gitarlarda bulunan; üzerinde bulunan kancalar yardımıyla bir tarafından köprü yaylarını tutan, diğer taraftan ise gövdeye iki uzun vida ile tutturulmuş ve bu vidalar yoluyla köprü konumunun ayarlanmasına olanak sağlayan metal nesne.
  6. Sağım pençesi.
  7. El ayası ile beş parmağın tamamı.
  8. (en)Cleat, tap.
  9. (en)Talon, pounce.
  10. (en)Claw.
  11. (en)Talon.
  12. (en)Pounce.
  13. (en)Clutch.
  14. (en)Clutches.
  15. (en)Sole.
  16. (en)Grip.
  17. (en)Nail.
  18. (en)Spring claw hook.

pençe atmak

  1. (yırtıcı hayvan) ön ayaklarıyla saldırmak, vurmak.
  2. (en)Claw, paw.

pençe demet

  1. Süt sağım makinesinde, dört meme başına takılan sağım başlıkları va hortumlarıyla birlikte süt pençesini içine alan grup.
  2. (en)Claw bunch.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

pençe atmakpençe demetpençe gibipençe izipençe pençepençe pençeye gelmekpençe testipençe tırnaklı kurbağapençe vurmakpençe yapılmışpenpen an animal uppen and inkpen based computerpen box
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın