oynatmak ne demek?

  1. Oynamasını sağlamak

    Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı.

    P. Safa
  2. Kımıldamasına yol açmak

    Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi.

    M. Ş. Esendal
  3. Herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak.
  4. Bir araç, gereç kullanmak

    Akıllı bir adam mermer üzerinde keser oynatır mı?

    Ö. Seyfettin
  5. Aklını yitirmek

    Sizinle iki gün daha çalışsam, aklımı oynatabilirim.

    F. R. Atay
  6. Korkutmak, heyecanlandırmak.
  7. Herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşı tarafı düzenle oyalamak.
  8. Sahneye koymak

    Bu ramazan geceleri Karagöz oynatacağız.

    H. E. Adıvar
  9. Bir filmin izleyicilere gösterilmesi işi.
  10. (en)Move.
  11. (en)Screen.
  12. (en)To put on.
  13. (en)To cause to move.
  14. (en)To go out of one's head.
  15. (en)To cause to play.
  16. (en)To cause to dance.
  17. (en)To move.
  18. (en)To budge.
  19. (en)To exhibit.
  20. (en)To perform.
  21. (en)To show.
  22. (en)To dislocate.
  23. (en)To go off one's head.
  24. (en)To go mad.
  25. (en)To flip.
  26. (en)To allow sth to be played or performed.
  27. (en)To keep sb amused.
  28. (en)To allow to play with (another.
  29. (en)To go off one's rocker.
  30. (en)To loose one's mind.
  31. (en)To go off one's nut.
  32. (en)Dance.
  33. (en)Dandle.
  34. (en)Frisk.
  35. (en)To lead sb up the garden path.
  36. (en)Waggle.
  37. (en)Wiggle.
  38. (en)Exhibit.
  39. (al)Vorführen
  40. (fr)Exploiter

oynatma

  1. Oynatmak işi
  2. (en)Allowing to be played.
  3. (en)Showing.
  4. (en)Going off one's rocker.
  5. (en)Waggle.
  6. (en)Wiggle.

oynatmamak

  1. (en)(neg. form of oynatmak) move, dislocate, make play, run, wriggle, wiggle, budge, dance, dandle, stir, work.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

oynatmaoynatmamakoynatarakoynatılabiliroynatılamazoynatılışoynatılmaoynaoynadıoynadıkça renk değiştirenoynakoynak anamal
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın