on edge ne demek?
- Gergin, sabırsız, endişeli, aşırı hassas, sinirli
on each other
- Üst üste olmak, birinin diğerinin üstünde olması, birinin diğerinin üstüne yığılı olması
on earth
- Dünyada, yeryüzünde
edge
- Yavaş yavaş sokulmak
- Kenar yapmak
- Yavaş yavaş ilerletmek
- Yan yan gitmek, sokulmak
- Kenar, ağız
- Ayrıt
- Keskinlik
- Sınır, hudut
- Avantaj, üstünlük
- Yanaşmak, yaklaşmak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
on each otheron earthon emiron emir kitaplarının beşincision emir tabletlerion a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayonon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmakedgeedge angleedge awayedge calendaredge catalogedge currentedge detectionedge discontinuityedge effectedge envelopeEDGedgamedgaredgar allan poeedgar d tillyer