old time ne demek?

  1. Eski zaman, eski

eski

  1. Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı
  2. Önceki, sabık
  3. Geçerli olmayan
  4. Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan.
  5. Geçmiş çağlardaki
  6. Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan.
  7. Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey
  8. Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz.
  9. Eskiye ait,eski devirden kalma arkaik, kalıntı.
  10. İngiltere'Den köken alan, orijini hakkında değişik teoriler bulunan, başarılı bir koyun çobanı ve soğuk havalara iyi uyum sağladığı için ren geyiği gütmek için kullanılmış, vücudu büyük ve kare şeklinde, tüy yapısı kabarık, gövdesi kaslı ve dengeli, bir ırk özelliği olarak sırt düzeyi omuzdan geriye doğru yükselen eğime sahip, ya doğuştan kuyruksuz veya kuyruğu tamamen kesilen, kürkü uzun ve çift katmanlı, rengi mavi, gri veya gri-mavi, bazen baskın renk üzerinde desenler görülebilen, ırk özelliği olarak yürüyüş şekli ayı yürüyüşünü andıran yuvarlanır tarzda, havlaması yüksek sesli ve çınlayan, nazik, sevecen, zeki, sadık ve koruyucu, çok güçlü gütme içgüdüsüne sahip olduğundan ailesini, özellikle küçük çocukları gütmeye çalışabilen, bekçi köpeği ve özellikle koyun gütme amaçlı çoban köpeği olarak yetiştirilen köpek ırkı, bobtail köpeği.

old timer

  1. Eski, demirbaş, eski eleman, kıdemli kimse, yaşlı

old testament

  1. Tevrat, eski ahit

time

  1. Kez, defa.
  2. Zamanlamak; (belirli bir zamana) denk getirmek, rastlatmak, (belirli bir zamana göre) ayarlamak, planlamak.
  3. Vakit, zaman
  4. Ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, temposunu belirlemek, tempo tutmak
  5. Saat tutmak
  6. Ayarlamak
  7. Uydurmak
  8. Tempo tutmak.
  9. Süre, müddet
  10. Devir, devre

Türetilmiş Kelimeler (bis)

old timerold testamentold townold traditionold troutold ageold age annuityold age asylumold age insuranceold age pensionoldold age pensionerold and batteredold and bitterold and faithful servantololaola kiolabildiğinceolabildiğince çabuktimetime after timetime allowedtime and a halftime and againtime and data stampingtime and mileagetime and motion studytime and time againtime applicationtimtimalidaetimalya kuşugillertimalyakuşugillertimar
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın