meydan okumak ne demek?
- Korkmadığını, çekinmediğini açıkça bildirmek, kavga ya da yarışmaya çağırmak.
- Korkmadığını, çekinmediğini açıkça bildirmek, kavga veya yarışmaya çağırmak: Hülasa yüz türlü yüzmek bilir, dalgıçlara meydan okurdu. -R. H. Karay.
Challenge, defy, dare, beard, brave, outface, stump, tempt.
meydan okuma
Challenge.
Dare.
Defiance.
Stump.
meydan okumaya karşılık vermek
Pick up the glove, take up the glove.
okumak
- Yazıya geçirilmiş bir metne bakarak bunu sessizce çözümleyip anlamak veya aynı zamanda seslere çevirmek
- Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek
- Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek
- Şarkı, türkü, şiir vb.ni sesli olarak veya ezgi ile söylemek
- Bir şeyin anlamını çözmek.
- Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek.
- Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak
- Sövmek, küfretmek.
Read.
Study.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
meydan okumameydan okumaya karşılık vermekmeydan okumeydan okunabilirmeydan okuyanmeydanmeydan açmakmeydan almakmeydan bırakmamakmeydan bulamamakmeydan dayağımeydan farımeydan günümeydan ı lahmmeydan kavgasımeydmeymeyameyadinmeyadini harbmeyaminokumakokumaokuma anıklığıokuma anıklığı testiokuma bayramıokuma becerisiokuoku kaldıroku kirişe yerleştirmekoku yaya yerleştirmekokul