meydan ne demek?

  1. Alan, saha

    Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu.

    Ö. Seyfettin
  2. Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri

    Şehir kapılarının önündeki meydanlarda davul zurna çalınıyor, cirit, bar oynanıyordu.

    A. H. Tanpınar
  3. Bulunulan yer ve çevresi, ortalık

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu.

    Ö. Seyfettin
  4. Fırsat, imkân veya vakit.
  5. Mevlevi tekkelerinde ayin yapılan yer.
  6. Arsa.
  7. (en)Open space.
  8. (en)Square.
  9. (en)Arena.
  10. (en)Agora.
  11. (en)Common.
  12. (en)Esplanade.
  13. (en)Maidan.
  14. (en)Piazza.
  15. (en)Circus.
  16. (en)Clearing.
  17. (en)Concourse.
  18. (en)Range.
  19. (en)Room.
  20. (en)Ring.
  21. (en)Ground.
  22. (en)Field.
  23. (en)Opportunity.
  24. (en)Occasion.
  25. (en)Possibility.
  26. (en)Public square.
  27. (en)Place.
  28. (en)Court yard.
  29. (en)Piste.
  30. (en)List.
  31. (en)Squall.
  32. (en)Park.
  33. (en)Quadrangle.
  34. (en)Bowl.
  35. (en)Circle.
  36. (en)Court.
  37. (en)Forum.
  38. (en)Plaza.
  39. (en)Stage.

meydan açmak

  1. Sebep olmak: “Bu hareket, daha ileride kim bilir ne boğuşmalara meydan açacaktır?” -R. N. Güntekin.

meydan almak

  1. Gelişmek, yayılmak, geniş ölçüde olmak.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

meydan açmakmeydan almakmeydan bırakmamakmeydan bulamamakmeydan dayağımeydan farımeydan günümeydan ı lahmmeydan kavgasımeydan kethüdasımeydmeymeyameyadinmeyadini harbmeyamin
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın