long ne demek?

  1. Uzun

    a long corridor / uzun bir koridor

    a long table / uzun bir masa

  2. Çok, uzun zaman

    The meeting won't last long. / Toplantı uzun sürmez.

    She left here long ago. / Buradan çok zaman önce gitti.

  3. Uzun süren, yorucu

    What a long speech! / Ne uzun bir konuşma!

  4. Arzu etmek, özlemini çekmek, gözlemek, hasret kalmak

    He longs for freedom. / Özgürlük hasreti çekiyor.

  5. Çok istemek, arzulamak, hasretini çekmek, özlemek

    I long to go. / Gitmeyi çok istiyorum.

  6. Müddetince, müddetine kadar, çok vakit, çoktan.
  7. Mesafece uzun
  8. Çok, pek: geç
  9. Istemek, can atmak
  10. Alışılmıştan uzun
  11. Şümullü, uzak (tarih)
  12. (şiir) uzun hece

uzun

  1. İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı.
  2. Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren
  3. Ayrıntılı, derinlemesine
  4. (en)Long.
  5. (en)Tall.
  6. (en)Lengthy.
  7. (en)Extended.
  8. (en)Prolonged.
  9. (en)Maxi.
  10. (en)Far-off.

long account

  1. Aracı sayışımı

long acting

  1. Uzun süren

Türetilmiş Kelimeler (bis)

long accountlong actinglong afterlong after a friendlong agolong and narrow corridorlong armlong backless sofalong beforelong boneloncalonca damgasılonca devletilonca sosyalizmilonca ustası
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın